- Cilt: 1. sınıf sert karton kapak
- 1. Kitap Sayfa Sayısı: 136
- 2. Kitap Sayfa Sayısı: 120
- 3. Kitap Sayfa Sayısı: 135
- 4. Kitap Sayfa Sayısı: 207
- 5. Kitap Sayfa Sayısı: 118 (50 Sayfası Günümüz Alfabesi, 68 Sayfası Osmanlıca Karşılığı )
Kıymetli kardesim!
Bir arkadaşım ısrarla benden namazla ilgili bir kitap yazmamı istedi ve isminin de “Allah’ım! Bana namaz kılmayı nasip et!” olmasını teklif etti. Eğer onun ısrarları olmasaydı bu kitap olmayacaktı.
Kitaba başlarken aslında namaz kılmak isteyip de kıl(a)mayanlar veya kılsa da tembel ve üşengeçleri gayrete getirmek için başlamıştım. Fakat konular genişledikçe kitabın namaz kılan kılmayan herkese faydalı olacagı ortaya çıktı. Kitabımızın müsveddesini okuyan bazı dostlarımızda bu yönde Fikir beyan ettiler. Bu yüzden kitap -insaallah- namaz kılmayan tembelleri namaza tesvik etmekle kalmayacak, namaz kılan fakat gevşek olanları gayrete getirecek, namaz kılan kimselere de kıldıkları namazın ne kadar önemli olduğunu hatırlatacak diye ümit ediyorum.
Bu kitabı kendi sayfasında incelemek için tıklayın –>
Bu çalışma, tefsir ilminde bilimin ortaya koyduğu verilerle Kur’ân’ı tefsir etmeye çalışan “Bilimsel Tefsir” veya belli bir konu üzerinde duran “Konulu Tefsir” kapsamında bir çalışmadır. Çalışmada Üstad Bediüzzaman’ın Allah’ın Adl ismini izah ettiği bir risalesi temel olarak ele alınmış, konular bu risalenin şerhi tarzında işlenmiştir. Risalenin şerhi esnasında konu yalnızca kelimelerin izahı tarzında değil, daha geniş olarak ele alınmış, okuyucuların doyurucu bir bilgi elde etmesi hedeflenmiş, bu yolla Üstad’ın amacına katkıda bulunulmak istenmiştir.
Bu kitabı kendi sayfasında incelemek için tıklayın –>
Mücevherlerinizi, altınlarınızı veya paranızı saklar mısınız? Evinizden çıkarken evinizi kilitler misiniz? Bilgisayarınızın şifresini herkese gösterir misiniz?
Sırrınızı herkese söyler misiniz?
Niçin?
Bize ait ve bizim için önemli, kıymetli olan şeyleri gizliyor ve saklıyoruz. Peki, ya siz kıymetli misiniz? Vücudunuz, saçlarınız, güzelliğiniz saklanmaya değer mi?
Bir anne, kızına tesettürü şöyle anlatmış:
Kızım, Allah değerli olan her şeyi bir kılıf içine koymuş, gizli yerlerde saklamıştır.
Elmaslar, yerin derinliklerinde, İnciler, okyanusun dibinde, istiridye kabuğunun içinde korunaklı olarak bulunur.
Altın ve madenler kayalıklarla kaplı yerlerde bulunur.
Sen onlara kolay ulaşamazsın, güzelliklerini çabucak göremezsin.
Yollardaki çakıl taşlarına, dokunur gibi dokunamazsın onlara.
Çünkü onlar değerlidir.
Düşün ey kızım;
Sen o taşlardan daha mı kıymetsizsin ki, seni herkes kolayca görüp, güzelliğine erişebilsin. Açıkta olan bala, sineklerin üşüştüğü gibi, güzelliği ortada olan kadına da üşüşenler çok olur.
İşte bu yüzden, tesettür seni kıymetli yapar, sana değer katar..!
Bu kitabı kendi sayfasında incelemek için tıklayın –>
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde çok ciddi anlamda bir ahlâk erozyonu ve ahlâki yozlaşma yaşanmaktadır. Televizyonlar, gazeteler, dergiler, filmler, şarkılar ve bilhassa internet adeta birer ahlâk tahripçisi haline dönüş/türül/müştür. Yaygın iletişim araçları, kontrollü ve müspet manada kullanılmadığından, günümüz insanının ahlâkını mütemadiyen tahrip etmektedir.
Garip olan ise, bu tahribatın ve tahribata hız kazandıran kitle iletişim araçları karşısında “Dur!” diyen bir yapının ve çalışmanın olmamasıdır.
Bütün bir toplum olarak bu ahlâk tahribine karşı acilen bir mücadele başlatılması gerektiğine inanıyoruz.
Elinizdeki kitap, günümüzde yaşadığımız bu ahlâki erozyona karşı yapılmış mütevazı bir çalışmadır. Kitapta yaklaşık yüz madde civarında ahlâki kavramın izahı, konuyla ilgili âyet ve hadisler yer almaktadır.
Bu kitabı kendi sayfasında incelemek için tıklayın –>
Son zamanlarda İslâm dinini bildikleri halde Müslüman olmayan Yahudi ve Hıristiyanların cennetlik olup olmadığı konusu bazı çevrelerce tartışılmaya açılmıştır. Hâlbuki asr-ı saadet döneminden bugüne kadar Peygamberimiz (sav)’i bilip de onun peygamberliğini inkâr edenlerin kâfir oldukları ve cennete giremeyecekleri konusunda Müslümanlar fikir birliği içindedir.
Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, âhirete, kadere, hayır ile şerrin Allah’tan geldiğine inanmaktan ibaret olan iman esasları, bir bütündür. Birbirinden ayrılmaz, parçalanmaz ve birbirini gerektirirler. Onlar adeta zincirin halkaları gibi birbirine bağlı olduğundan, onlardan birini inkâr etmek insanı küfre götürür. Zira birini inkâr etmek, diğer esasları da inkâr etmeyi netice verir. Birini kabul etmek, diğerlerini de kabul etmeyi gerektirir.
Son peygamber olan Hazret-i Muhammed’in (sav) insanlığa gönderilmesiyle kendisinden önceki bütün dinlerin hükmü sona ermiştir. Bundan dolayı İslâm’dan başka bir din aramak, ilâhî dinin dışında bir din aramak anlamına gelir. Çünkü İslâm’ın ortaya çıkmasıyla diğer dinlerin hükmü kalmadığından, bir kimse İslâm’ın dışında herhangi bir dine girse veya arasa Allah’ın dininden başka bir din aramış olur.
Bir kısım insanların “Yahudi ve Hıristiyanlar cennetlik mi değil mi?” tartışmasını başlatması, içeriden ve dışarıdan pek çok saldırılara maruz kaldığımız, birlik ve beraberliğe çok muhtaç olduğumuz şu zamanda maalesef problemlerimizi artıran bir unsur olmuştur. Ayrıca Müslümanların Yahudi ve Hıristiyanlar tarafından katledildiği, işkencelere maruz kaldığı, batı medyasında Müslümanlara terörist denilerek saldırıldığı bir zamanda, bu konunun tartışmaya açılması durumun vahametini daha da artırmıştır. Müslümanlar arası ihtilafa, tartışmalara ve kafa karışıklığına sebep olan bu durum memleketimizdeki şuurlu pek çok Müslüman tarafından üzüntü ve endişeyle izlenmektedir.
Bu tartışmalar karşısında şüpheye düşen Müslümanlara işin hakikatinin anlatılması gerektiğine inanmaktayız. Elinizdeki bu kitapçık bu konudaki tereddütleri gidermek amacıyla hazırlanmıştır. Maksadımız polemiğe girmek değil, “Kur’ân ve Sünnete göre Yahudi ve Hıristiyanlar cennetlik mi değil mi?” sorusuna doyurucu cevaplar vermek ve konunun iç yüzünün halkımız tarafından öğrenilmesini sağlamaktır.
Araştırmamızda İslâm’ın aslî kaynakları olan Kur’ân ve Sünnet esas alınmıştır. Ayrıca ayet ve hadis açıklamalarında bütün ümmetin makbulü olmuş tefsir ve hadis kitaplarına müracaat edilmiştir.
Kitabın Müslümanlara faydalı olmasını Cenab-ı Hak’tan dileriz. Zira gönülleri etkilemek ve muvaffakiyet ancak O’ndandır.
Bu kitabı kendi sayfasında incelemek için tıklayın –>